17513
Herşey bir fincan kahveyle başladı...
Kahve falının çıkışı, sarayda cariyelerin birbirlerine söylemeye çekindikleri şeyleri kahve fincanlarına bakarak anlatmaları üzerine olmuştur. 17. yüzyılın sonlarında Türklerin Avrupa'ya armağan ettiği bu ritüel, öncelikle Paris'te ardından Avusturya, Macaristan ve Almanya'da da çok moda olmuştur.
Kahveler içildikten sonra kahve fincanı tabağın üstüne kapatılır. Falına bakılacak kişi "Neyse halim, çıksın falım" der. Fala bakan kişi, fincan soğuduktan sonra telvenin aldığı şekillere göre falı yorumlar. Bu genellikle falına bakılan kişiye güzel haberler vermek ve geleceğe umutla bakmasını sağlamak amacıyla yapılır.
Telvenin, kahve fincanı ve tabağının üzerinde bıraktığı şekillerin çeşitli anlamları vardır. Fal buna göre şekillenir, olgunlaşır. Fal baktıran kişi ile falcı bu sinerjiyle bütünleşir ve mutluluğun, umudun kapıları aralanır.Sonuç olarak her ne olursa olsun, falsız kapatılan her kahve fincanı içimizde bir şeylerin yarım kaldığı hissiyatı uyandırır.
Siz siz olun fala inanmayın, falsız kalmayın ;)